Merhaba,
1984 adli eserinde George Orwell, kitaplari yasaklayacak olanlardan korkuyordu. Aldous Huxley'in kehanetleri ise farkliydi. Brave New World (Cesur Yeni Dünya) adli eserinde Huxley, insanlarin süreç içinde üzerlerindeki baskidan hoslanmaya, düsünme yetilerini körelten teknolojileri yüceltmeye baslayacaklarindan söz ediyordu.
Orwell'in aksine Huxley'in korkusu kitaplari yasaklamaya gerek duyulmayacagi, çünkü artik kitap okumak isteyecek kimsenin kalmayacagi seklindeydi. Orwell bizi enformasyonsuz birakacak olanlardan, Huxley pasisige ve egoizme sürükleyecek kadar enformasyon yagmuruna tutacaklardan korkuyordu.
Huxley, Orwell'in 1984 `ünde insanlarin aci çektirilerek denetlendigine dikkat çekerken; Brave New World'de insanlar hazza bogularak denetlenmektedir. Kisacasi Orwell bizi nefret ettigimiz seylerin mahvetmesinden korkarken, Huxley bizi sevdigimiz seylerin mahvedeceginden korkuyordu.
1984 yili geldiginde Orwell'ci kâbuslar gerçeklesmemisti. Artik gözler 2000 yilina çevrildi. Sirada Nostradamus'un kehanetleri var. Gerçi O'nun kehanetleri bilim-kurgu sinirlari içinde kaliyor ama yine de tedbirli olmakta fayda var.
Zaman denen yanilsamanin oyunuyla bir yili daha geride biraktik. Önümüzdeki günlerin hepimiz için iyilik, saglik ve basari getirmesi en büyük dilegimiz.
Archimedia'nin bu sayisinda Türkiye'nin ilk ve tek arsivcilik BBS'i ArchiMac'in tanitimi ve Marmara Üniversitesi Arsivcilik Bölümü Arastirma Görevlisi Edine Süleymanoglu'nun 20 Ekim-9 Kasim 1996 tarihleri arasinda Slovenya'da katildigi, Uluslararasi Arsiv Bilimi Enstitüsü tarafindan düzenlenen I. Uluslararasi Arsiv Binalari Arastirmalari Okulu'na ait izlenimlerini bulabilirsiniz.
Saygilarimizla,
Aykut Üstün-Güzide Kolukisa
Archimedia'nin geçen seneki sayilarindan birinde elektronik iletisim dünyasindan ve Ingilizce adiyla Bulletin Board System, Türkçe adiyla Bilgisayarli Bilgi Sistemi olarak anilan BBS'lerden sözetmistim. Kisaca özetlemek gerekirse, BBS'ler genellikle amatör ruhla çalisan ve kendi bilgisayarlarini baskalarinin kullanimina açan kisilerin girisimiyle olusturulan sistemler. Bunlarin Internet üzerindeki bilgisayarlardan temel farki, her makinenin bagimsiz çalismasi ve bunlara yalnizca bir modem araciligiyla ulasilabilmesi. BBS'lerde iki temel unsur yer aliyor: Dosya ve mesaj alanlari. Dosya alanlari, BBS'i kuran sistem operatorünün (SysOp'un) ilgi alani dogrultusunda sekilleniyor. Mesaj alanlari ise yine ayni dogrultudaki lokal (yalnizca o BBS'te bulunan) alanlar ile BBS'in bagli bulundugu mesaj aglarina göre belirleniyor. Türkiye'deki BBS'lerin büyük çogunlugu HiTNeT (Hi! Türkiye Net) adli bir aga baglilar ve bu ag vasitasiyla Türkiye'nin pek çok yerindeki kullanicilarla iletisim kurmak mümkün. Internet'ten farkli olarak, BBS agindaki dügümlerin birbiriyle haberlesmesi aninda degil, SysOp'lar tarafindan belirlenen saatlerde her bölgedeki Mesaj Dagitim Noktasiyla yapilan mesaj alis-verisi ile gerçeklesiyor. Bu nedenle, mesajlarin yerine ulasmasi daha uzun (ayni bölge içinde ayni gün, farkli bölgeler arasinda 1-2 gün) sürüyor. Mevcut mesaj alanlarinin konu yelpazesi ise oldukça zengin. Arabalardan müzige, damak zevkinden politikaya, edebiyattan bilgisayarla ilgili hemen her türlü konuya kadar çok çesitli konularda pek çok insanla bilgi alis-verisinde bulunmak mümkün.
Yaklasik iki senedir aktif bir kullanici olarak yer aldigim Türkiye BBS'ler arasi iletisim dünyasinda--pek çok yerde oldugu gibi--arsivcilerin ve arsivciligin sesini duyurmak ve varligini hissetirmek için (adetim oldugu üzere!) rahat duramadim. Hummali bir arastirma faaliyetinden sonra Subat 1996'da gerekli programlari temin ettim, Mart-Nisan 1996 arasinda sistemi kurdum ve Mayis 1996'dan bu yana Türkiye'nin ilk ve tek Arsivcilik BBS'i ArchiMac BBS'in SysOp'lugunu yapiyorum.
ArchiMac BBS iki temel konu üzerine kurulu: birisi--dogal olarak--Arsivcilik digeri ise Apple Macintosh bilgisayarlar. ArchiMac BBS bir Macintosh SE30 üzerinde çalisiyor ve bu özelligiyle Türkiye'nin network baglantili ilk Macintosh bilgisayari olma konusunda da bir ilke imza atiyor.
ArchiMac, yaklasik 8-9 aydir varligini sürdürdügü ve Macintosh kullanicilarina açik oldugu halde--çok sinirli bir çevre disinda--arsivcilere duyurmadik. Dogal olarak, bunun nedenlerinin merak edenleriniz olacaktir: Arsivciler için sunabilecegimiz seyler, yakin zamana kadar çok sinirli oldugu için. Turnet omurgasinin devreye girmesiyle beraber Türkiye'nin Internet erisimi daha kabul edilebilir süratlere ulasti. Dolayisiyla bizim Internet erisimimiz de biraz hizlandi. Bu döneme kadar Internet kullanimimizi elektronik posta ile sinirlamisken, hatlarin hizlanmasiyla beraber web sayfalarina da ulasabilir olduk. Bu andan itibaren Internet üzerinde yayinlanan dokümanlari toplamaya basladik ve bulduklarimizi ArchiMac BBS üzerinden yerel erisime açtik. Su ana kadar topladiklarimizin kagit çiktilari 1000 sayfa civarinda. Bunlarin yaklasik yarisi ise elektronik ortamdaki evraklarin arsivlenmesi ve bunlarla ilgili sorunlar üzerine.
ArchiMac BBS'in dosya alanlari üzerinde bulabileceginiz bir baska kaynak, ArchiMedia'nin eski (ve yeni) sayilarinin elektronik kopyalari ile Türkiye'de arsivcilik üzerine yazilmis makalelerin elektronik kopyalari. ArchiMac'te simdilik yalnizca benim makalelerim mevcut. Yazilarini elektronik olarak baskalariyla paylasmak isteyenler için kapimiz sonuna kadar açik. Hangi formatta olursa olsun, makalelerinin elektronik kopyasini bize ulastiran baskalari da çikarsa, onlarin yazilarini da BBS üzerinden dagitmaktan ancak mutluluk duyariz. (Bu bir çagridir!)
Yine Internet üzerinde mevcut bir baska imkan, özel uzmanlik konulariyla ilgili tartisma listeleri ve yine--maalesef--bu tartismalara Türkiye'den aktif olarak katilan tek kisi yine ben! Bunun sebeplerini tartismak istemiyorum ama iyi niyetli bir yaklasimla, bilgisayar ve modemi ve dahi yeterli Ingilizcesi oldugu halde bu tartismalara baska katilan olmamasini, insanlarin Internet erisimi olmamasina baglamak istiyorum. (Açikçasi, baska türlüsünü düsünmek dahi istemiyorum.) ArchiMac BBS'in kurulus amaçlarinin basinda bu tür insanlara destek vermek geliyor. Bu nedenle, topladigimiz web dokümanlarinin yanisira, bu tür tartisma listelerine gönderilen mesajlari da konularina göre bir araya topladiktan sonra text dosyalari halinde ArchiMac BBS'te ilgilenenlerin erisimine sunuyoruz.
Yabanci dili olmayanlar için de bir seyler var: Türkçe bir arsivcilik tartisma alani. Bu tür bir alan ArchiMac'te lokal olarak basindan beri bulunmasina karsin, Istanbul disindan erisimin maliyetlerini (ve daha önce bir baska BBS'te benzer bir uygulama yaptirdigimizi) gözönüne alarak ayrica duyurmadik. Bunun yerine Türkiye BBS'ler arasi mesaj agi HiTNeT üzerinde, Türkiye'nin pek çok yerinden ulasilabilir bir tartisma alani açmak için çalistik. Kasim 1996'dan itibaren HiTNeT omurgasi üzerinde artik bir arsivcilik alani da mevcut. Bu alan, arsivcilikle ilgili mesleki konulari tartismak ve Türkiye arsivcileri arasinda elektronik iletisim saglamak üzere kuruldu.
Dolayisiyla, markasi ne olursa olsun bir bilgisayariniz (286 SX islemcili bir bilgisayar bile yeterli) ve bir telefon hattiniz varsa, elektronik iletisim dünyasina uzak kalmaniz için artik hiç bir bahaneniz kalmadi. Çünkü 14.400 baud bir modemin fiyati 30-35 dolara kadar düstü. Yazilim olarak ise modemle beraber gelen iletisim programi baslangiç için yeterli. Bununla size en yakin BBS'e baglanip oradan daha iyi ve ücretsiz (ya da paylasim yazilimi=shareware) bir program bulmaniz mümkün. Telefon masrasarinizi asgari seviyede tutmak için, mesaj alis-verisinini gerçeklestirdikten sonra hatti kapatip mesaj okuyup yazmaniza imkan veren off-line reader türü programlari da ayni kaynaktan temin edebilirsiniz. Bu konuda yardima ihtiyaciniz varsa bize basvurmaktan çekinmeyin. IBM ve uyumlulari için Aykut Üstün'ü, Macintosh'lar için beni arayin. Amiga kullaniyorsaniz yine beni arayin, size yardimci olabilecek birilerini tavsiye edeyim.
Baslangiç olarak asagidaki BBS'lere baglanmayi deneyebilirsiniz:
Istanbul Avrupa yakasi:
Istanbul Anadolu yakasi:
Izmir:
Giresun:
Kayseri:
Diyarbakir:
Bekir Kemal Ataman
Toplanti
Türk Kütüphaneciler Dernegi Istanbul Subesi Toplantisi: Kütüphaneci dostlarimizin arsivcileri de aralarinda görmek istemesi vesilesi ile haberdar oldugumuz bu etkinlik 4 Ocak 1997 tarihinde saat 14:00'da IRCICA Kütüphanesi, Yildiz Sarayi Çit Kasri, Barbaros Bulvari, Istanbul adresinde gerçeklestirilecek.
Ayrica ilgilenenler için ayni yerde saat 10:30'da Hilmi Yavuz'un "Batililasma mi, oriyantalistlesme mi?" konulu bir konferansi da var.
Sergi
"Yasayan Çizgiler" Sant' Antonio Kilisesi Mimari Çizimler Sergisi: 21 Kasim-28 Aralik 1996 tarihleri arasinda Yapi Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi'nde gerçeklestirildi.
Mimarlik ve sehircilik alanlarinda uzun yillar arastirmalar yapmis Prof. Paolo Cuneo'nun Sant' Antonio Kilisesi arsivlerinde gün isigina çikardigi, yapinin mimari Guilio Mongeri'nin (1875-1953) kilise için tasarladigi, plan ve röleveleri, suluboya resimleri, o dönemin fotograflari ile sergilendi.
Bir Usta, Bir Dünya Arsiv Sergisi: Abidin Dino'nun (1913-1993) hayatini yansitan bu sergi 3 Aralik-31 Aralik 1996 tarihleri arasinda Yapi Kredi Kültür Merkezi'nde gerçeklestirildi.
Konferans
Inet-tr'96: 2. Türkiye Internet Konferansi: 14-15 Aralik 1996 tarihinde Yeditepe Üniversitesi'nde Türkiye'de Internet ile ilgili gruplari biraraya getirerek Internet'i tüm boyutlariyla tanitmak, gelistirmek, tartismak ve toplumun dikkatini olabildigince bu yöne çekmek amaçlariyla ulusal boyutta bir konferans düzenlenmistir.
Konferansta Bekir Kemal Ataman tarafindan sunulan "Arsivcilikte Internet Kullanimi" adli bildiriyi bir sonraki sayimizda bulabilirsiniz.
Hüseyin SEZAN
20 Ekim-9 Kasim 1996 tarihleri arasinda Slovenya'da, Uluslararasi Arsiv Bilimi Enstitüsü tarafindan, 1.Uluslararasi Arsiv Binalari Arastirmalari Okulu adinda bir etkinlik düzenlendi. Enstitünün daha önce her sene bir sayisini çikarttiklari Atlanti dergisini görmüstüm, dolayisiyla bir asinalik söz konusuydu. Enstitünün gönderdigi programi inceledigimde, seminer verecek dünyaca ünlü arsiv uzmanlarinin da isimlerini görünce bu organizasyona katilmaya karar verdim.
Ilk günlerde yasanan, farkli egitim ve kültürlerden gelmis kisileri bir arada tutma ve memnun edebilme gibi problemler çok kisa zamanda asildi. Organizasyonun zorlugu daha çok Macaristan, Avusturya ve Italya'nin Milli arsivlerine yapilacak olan egitim gezisinden kaynaklanmaktaydi. Çünkü 12 ayri memleketten gelmis, ayni meslegi icra eden ve dolayisiyla ayni aileye mensup arsivcilerden, meslegini Almanya veya Ingiltere gibi ülkelerde yapanlarin disindakiler için vize problemi vardi. Vize problemlerinden ben de nasibimi Avusturya'ya gidemeyerek aldim. Çünkü elimize ilk ulasan programda Avusturya Arsivleri gezisi 2-3 Kasim tarihlerinde idi. Ancak program degisikligi olmus ve Avusturya gezisi 4-5 Kasim tarihlerine ertelenmisti. Bana verilen vize ise 1-3 Kasim tarihleri arasinda geçerli oldugundan Egitim Gezisi'nin Avusturya bölümüne katilamadim.
Organizasyonun seminerler bölümü enstitünün bulundugu Maribor'a 40 km. uzakliktaki Radenci'de, termal bir otelde gerçeklestirildi. Bu otel ayni zamanda Slovenya için bir çesit kongre merkezi. Pek çok ulusal ve uluslararasi organizasyon bu otelde gerçeklestiriliyor. Arsiv Bilim Enstitüsü'nün de daha evvel yaptigi organizasyonlar hep bu otelde gerçeklestirilmis. Tarihi bir özellik olarak Radenci dogal maden sulari üretimiyle ünlü ve ilk defa bu sifali suyun bulundugu yer 1800'lü yillarda, otelin bugünkü Terapija adi verilen eski bölümü. Günümüzde üç büyük binasi var ve genç yasli her yastan insanlar bu sifali sulardan faydalanabilmek için bu termal komplekse geliyorlar.
20 Ekim aksami organizasyonun açilis yemegi vardi. Seminer verecekler, enstitü görevlileri ve katilimcilar bu yemekle tanisma imkanina kavustular. Uzun senelerden beri tanismakta olan ve bir süredir birbiriyle görüsememis olan pek çok arkadas, çok içten karsilasmalarla ve selamlasmalarla, biz ilk defa tanismakta olanlari biraz sasirttilar. Çok kisa bir zaman sonra masanin bir tarafinda Ingilizce diger tarafinda Fransizca ve Italyanca, biraz Almanca biraz Solvence, kisacasi pek çok dilde sohbetler duyulmaktaydi. Sohbetlerin içerigi tabii ki arsivler ve Eylül ayinda Pekin'de yapilan ICA toplantisi hakkinda idi. Böyle hizli ve çok dilli bir baslangiçtan sonra, 21 Ekim'de Slovenya Kültür ve Disisleri Bakanlari'nin, ICA'den George MacKenzie'nin, Fransa Ecole des Chartes Müdürü Yves M. Berce'nin, Avusturya Arsivleri Müdürü Prof. Dr. Lorenz Mikoletzky'nin ve Enstitü Müdürü Doç. Dr. P. Pavel Klasinc'in açilis konusmalariyla Uluslararsi Arsiv Binalari Arastirmalari Okulu açilmis oldu. Ögleden sonra Italya Trieste'den Prof. Dr. Ugo Cova "Arsiv binalarini yeniden insa etmek mi yoksa var olan bir binayi adapte etmek mi?" konusuda, Prof. Dr. Peter Pavel Klasinc, binalarin arsiv ihtiyaçlarina göre nasil yeniden yapilandirilabilecegi hakkinda, Dr. K. Ernst Lupprian ise arsiv binalarinin yapilmasinda veya adapte edilmesinde arsivci-mimar arasindaki iletisimin nasil olmasi gerektigi konusunda bilgi verdiler.
22 Ekim günü Prof. Dr. Ludvik Trauner (Slovenya) Arsiv binalarina jeolojinin nasil etki ettigini, Prof. Dr. Vilibald Premzl (Slovenya) bina dizaynlarinin nasil olmasi gerektigini, Prof. Dr. Ivan Jecelj'de (Slovenya) bina insa malzemelerini anlattilar. Ayni gün ögleden sonra Dr. Michel Duchein (Fransa) binalar konusunda Fransa'nin deneyimlerini, Dr. K. Ernst Lupprian ve Dr. Wolf Buchmann (Almanya) özellikle Koblenz'deki Almanya Federal Arsiv binasi insa edilirken ve sonrasindaki deneyimlerini bizimle paylastilar.
23Ekim günü Dr.Michel Duchein, Benjamin Haspel (Israil), Prof.Paola Carruci (Italya) arsivlerde ofisler, diger çalisma ortamlari, evraklarin arsive gelisi, kataloglama ve düzenleme odalari, yönetim birimlerinin çalismalari, saglik problemleri gibi konularda bilgiler verdiler.
24 Ekim'de Dr.Josef Hanus (Slovakya) ve Benjamin Haspel, evraklara çevrenin yaptigi etkileri anlattilar. Hava kirliligi, sicaklik ve nem kontrolünün önemi, mikrobiyolojik etkiler, kimyasal maddelerin etkileri vb.
25 Ekim'de Maribor'daki Enstitü gezildi. Dr. Gerhard Pferschy ve Dr. Elisabeth Ernst (Avusturya), Zdenka S.Rajh (Slovenya) arsiv malzemelerinin tarih içindeki degisimlerinden bahsettiler. Ayni aksam Maribor Tiyatrosu'nda üyeleri arasinda Slovenya'nin en yasli viyolonisti de bulunan Vlado Kreslin'in konseri izlendi.
26 Ekim'de Dr. Pierpaolo Dorsi (Italya), Dr. van Husar (Hirvatistan) arsivlerde arastiricilar için olmasi gereken kolayliklardan ve güvenlik önlemlerinden bahsettiler.
27 Ekim pazar günü, Radenci, Maribor, Ptujska Gora ve Ptuj çevresinde gezi yapildi. Ptujska Gora denen yerde bir tepe üzerinde bulunan kiliseyi gezdik. Dediklerine göre bu kilisenin bir efsanesi varmis. Osmanli Imparatorlugu zamaninda Türkler bu çevreyi almak üzere geldiklerinde bu kiliseye Hz.Meryem bir siyah bulut göndererek yardim etmis. Bulutun yarattigi karanlik sebebiyle kiliseyi göremeyen Türkler hiçbir zaman bu kiliseye girememisler. Bunu bize anlatan Slovenyali arkadasa yanit Izlanda'dan geldi: Artik bir Türk (yani ben) o kiliseye girdi.
28 Ekim'de Doç.Dr.P.Pavel Klasinc, Dr.Grazia Tato (Italya), Zdenka S.Rajh arsivlerde kullanilan materyaller (kutular, rasar, bina içinde evraklarin tasinmasinda kullanilan araçlar...) ve özellikle modern evraklarin saklanma sekilleri konusunda bilgiler verdiler.
29 Ekim'de Dr.Nenad Prelog (Hirvatistan), Prof.Dr.Marijan Pivka (Slovenya), Dr. Josef Riegler (Avusturya), Dr.Michael G. Cook (Ingiltere) bilgi teknolojisine çok etki eden bilgisayarin arsivlerde kullaniminin nasil olmasi gerektigi, yararlari ve problemler hakkinda bilgiler verdiler.
30 Ekim'de, 29 Ekim'de seminer veren ayni grup elektronik postadan, bilgisayar sistemlerinde göz önünde bulundurulmasi gereken sistemlerden (Ingiliz Standarti 5454, ISAD(G) Arsiv Düzenlemeleri için Uluslararasi Standart) bahsettiler.
31 Ekim'de Ken Hall (Ingiltere), Prof. Dr. Ugo Cova, arsiv binalari insa ya da adapte edilirken nelere dikkat edilmesi gerektiginden bahsedip örnekler verdiler. Böylece seminerler bölümünü noktaladik.
2 Kasim'da sabah erkenden (henüz kuslar bile uyanmadan) Macaristan'a dogru yola çiktik. Macaristan sinirina varmamizla beraber sinirlarda karsilasacagimiz problemler de baslamis oldu. Organizasyona katilan Almanya, Belize, Hirvatistan, Ingiltere, Israil, Izlanda, Kosta Rika, Macaristan, Namibya, Türkiye, Yugoslavya, Yunanistan'dan gelen katilimcilar arasinda her sinir kapisinda özellikle Belize, Kosta Rika ve Türkiye pasaportlari kontrol ediliyordu. Belize'nin nerede oldugu dahi bilinmiyordu. Sinir problemlerini asip, Budapeste Milli Arsiv binasina vardigimizda saat 13.00 olmustu. Bina distan çok etkileyici görünüyordu. Cumartesi günü olmasi sebebiyle arsivi bizim için bazi görevliler açmislardi. Verdikleri bilgilere göre bina, arsiv binasi olarak 1913 yilinda yapimina baslanmis, 1923 yilinda açilisi yapilmisti. Mimari Budapeste Teknik Üniversitesi profesörlerinden Samu Petz. Sehrin Buda bölümünde yer alan binada, arsivcilerin bürolari ve diger çalisma alanari binanin ortasinda ve Bécsikapu meydanina bakacak sekilde insa edilmis; depolar bu orta bölümün çevresine U seklinde yerlestirilmisti. Bina içindeki hemen hemen tüm duvarlar çesitli konularda fresklerle süslenmis, bu fresklerde konu olarak yasanmis tarihi olaylar ele alinmis ve bu olaylar arasinda elbette ki Osmanli Imparatorlugu-Macaristan iliskileri de yer aliyor. Bina savaslar sebebiyle hasarlar görmüs ve restore edilmis. Bugünlerde Budapeste Milli Arsivleri için yeni arsiv binasi yapilmakta fakat özellikle arsiv binalari konusunda daha fazla bilgi edinebilmek için bir araya gelmis olan bizim gruba bu yeni binayi göstermediler. Üstelik gezdigimiz bina içinde de pek çok bölüme bizi götürmediler. Sebebini sordugumuzda "Yasak" dediler. Yine de gezebildigimiz arastirma salonu, depolardan biri ve bizi karsiladiklari toplanti salonu da bizi etkilemeye yetti. Arsiv binasindan çikip ta biraz çevreyi gezdigimizde ise gecenin ilk isiklari Tuna nehrine düsmeye baslamisti. Budapeste piril piril çok güzel bir sehir.
4 Kasim sabahi yine erkenden yollara düstüm. O sabah arkadaslarim Avusturya'ya yola çikiyorlardi. Ben ise onlardan çok önce trene binip Maribor'a dönüyordum. (Vize meselesi) Alti saatlik bir tren yolculugundan sonra Enstitü'ye ulastim. Ögleden sonra enstitüde arastirma yapma imkani buldum. Su anda hazirlamakta oldugum Lisans Üstü tezi için yeni bilgiler elde etmeye çalistim. Bu çalismalarim 5 Kasim sabahi da devam etti, ögleden sonra ise daha önceden belirlenmis olan bulusma noktasinda Avusturya'dan gelen arkadaslarima tekrar katildim. Italya'ya 1 km. uzaktaki Slovenya'nin sinir sehri Nova Gorica'ya aksam saat 21:00 civari ancak varabildik. Ertesi sabah (6 Kasim) Nova Gorica sehrindeki bölgesel arsivi ziyaret ettik. Özellikle Slovenya, eski Yugoslavya'nin bir bölümü iken, o zamanki rejime ait olan pek çok arsiv burada saklanmakta. Binanin bizim için en ilginç yani, alti katli yapida en üstteki iki katin arsive ayrilmis olmasiydi.
Bu kisa geziden sonra Italya'ya dogru yola devam ettik. O güne kadar olan sinir sorunlarini yasamadan, fazla beklemeden siniri geçtik. Yolda Guiness rekorlar kitabina da geçmis olan dünyanin en büyük (4 mt.) sandalyesini gördük. Italya'da ilk duragimiz Udine sehri arsiviydi. Arsivin bize bilgi verdi. Rehberimiz anlatilanlari ingilizceye çevirirken zaman zaman oldukça zorlandi. Öncelikle terimler kendisine yabanciydi ama o ortamdaki en büyük problem müdire hanimin daha birinin tercümesi bitmeden diger cümlesine baslamis olmasiydi. Arsivde özellikle Napolyon döneminden kalma pek çok harita var. Arastirma salonu oldukça yetersiz. Ayrica rasar arasinda çalismakta olan bir yasli beyi gördük, neden orada çalistigini sordugumuzda o kisinin "güvenilen" arastiricilardan biri oldugu cevabini aldik. Arsivden sonra çok kisa bir zaman Udine sehrini gezdik ve ögle yemegimizi de bu sehirde yedik. Yola devam ettik ve Trieste'ye gittik. Yolda sonbaharin bütün renkleri agaçlardan dökülmekteydi, yesiller, kirmizilar, sarilar, kahverengiler...
Italya arsivleri Baskent Roma'daki Milli Arsivler haricinde, önemli sehirlerde kurulmus bölgesel arsivlerden (94 adet), tarihte özel yeri olan kasabalarda kurulmus arsivlerden (40 adet) ve Özel Idari Yönetim Arsivleri'nden (18 adet) olusuyor. Trieste'deki arsiv de bu Özel Idari Yönetim Arsivlerinden biri. Friuli-Venezia Giulia bölgesinin merkezi sehri, denizcilik açisindan çok önemli bir sehir Trieste. Yine özellikle Napolyon döneminden kalmis bazi haritalar ve bölgeyle ilgili belgeler saklaniyor. Haritalar su siralarda oldukça güzel bir teknikle bilgisayar ortamina aktariliyor. Böylece eski haritalarin daha fazla harap olmasi engelleniyor. Çati kati büyük bir konferans dalonu olarak düzenlenmis. Bu arsivde ayni zamanda, diplomatik-paleografya okulu düzenleniyor, sergiler açiliyor.
7 Kasim'da Trieste'den Venedik'e geçtik. Yol yaklasik 2 saat kadar sürdü. Motorlu araçlarin park etmek zorunda olduklari "Tranchetto" bölgesinde otobüsümüzü birakip, kanallar arasindaki köprülerden yürüyerek Arsiv'e ulastik. Macaristan'dan sonraki etkileyici bina Venedik Arsivi idi. Bize arsivi anlattiklari küçük konferans salonunda merdivenler vardi ve alt basamak kanallara açilyordu. 78 km. uzunlugundaki belgeleri saklamakta olan arsivde en eski belge 10. yy'a ait. Belgelerin çogu Venedik Cumhuriyeti'nden kalmis. Bu arsivde de özellikle pek çok (40.000 adet) haritalar var. En önemli problem yazili dökümanlariyla beraber bu haritalari saklayabilmek. Haritalardan çogu öncelikle fotograf olarak (siyah - beyaz) görülebiliyor. Isteyen arastirmacilara belli bir ücret karsiligi renkli olarak dia halinde veriliyor. Arastirma araçlarinda haritalarin ebatlari, tarihi, nereye ait oldugu gibi bilgiler veriliyor. Binada tüm çalisma ve depolama ortamlari dahil 368 oda var. Günde yaklasik 18 arastirici arsive basvuruyor, arastirma salonu çok büyük. Depolardan bazilari çok büyük odalar ve su içinde yüzen Venedik'in arsivinde herhangi bir nem ya da isi ayari yapilamiyor. Buna ragmen en eski belgeler dahi çok iyi durumdalar(mis). O zamanlarda kullanilan malzemelerin kaliteli olmasinin buna etken oldugu söyleniyor. Arsiv gezimizi bitirdikten sonra bir süre Venedik'i gezdik ve Slovenya'ya geri döndük.
8 Kasim'da Ljubljana'daki Milli Arsiv'i ziyaret ettik. 12. yy'dan itibaren belgeler var. Yakin zamanda arsiv kurulusunun 100. yilini kutlayacak. Yönetim olarak iki bölüme ayrilmis: 1. Arsivlerin düzenlenmesi; 2. Restorasyon ve koruma. Tüm depolar bir arada degil, sehrin çesitli yerlerine dagilmis 7 depo var, 3 adet te okuma salonu. Depolardan biri filmlere ayrilmis, 2400 civarinda film var. Toplam 70 arsivci çalisiyor. Bu alan yetmedigi için eski bir askeri kislayi planlari yapilmis arsiv binasina çevirme projeleri var. Ljubljana Arsivi'nin de ziyaret edilmesiyle beraber, Egitim Gezisi de sona ermis oluyordu. Radenci'ye döndük.
9 Kasim'da kapanis toplantisi yapildi. Öncelikle organizasyonla ilgili anket formlarini doldurduk. Neleri begenip, neleri eksik ya da fazla buldugumuzu, bir sonraki organizasyonun daha da güzel olmasini saglayabilmek amaciyla, detaylarla belirttik. Bir de bize verdikleri 1 sene içinde hangi konuda çalisma yapacagimizi belirttigimiz formlari doldurduk. Ben, elektronik belgelerin gelecekte arsiv binalarinda nasil saklanmasi gerektigi konusunu seçtim. Diplomalarimizin ilk bölümü verildi, (Ikinci bölümü arastirma konumuzu tamamladigimizda Insallah) kapanis töreni yapildi ve bitti. Elimden geldigi kadar resimler çektim, merak eden herkes görebilir.
Edine Süleymanoglu
Go to ArchiMedia Main Page
In Curriculum Vitae, Go to page: Introduction | Contact | Education | Employment | Projects | Books | Articles | Papers | Interests | MWArticles | Hobbies | Miscellaneous | Photos
In Narratus Vitae, Go to page: Introduction | Archives | Records Management | Business Management | Computers | Research | Publishing | Teaching | History | Public Relations | Medicine | Hobbies | Disaster Preparedness |